Siyasi kavramlar çoğu zaman kafa karıştırıcı olabilir. Özellikle “liberalizm” ve “liberteryenizm” gibi kulağa benzer gelen, hatta bazen aynı kökten türemiş gibi duran ideolojiler, halk arasında sık sık karıştırılır. Oysa bu iki kavram, bazı ortak noktaları paylaşsa da birçok konuda birbirinden ayrılır. Gelin, bu iki ideolojiyi yakından tanıyalım ve farklarını sade bir dille ortaya koyalım.
Liberalizm Nedir?
Liberalizm, kökeni 17. ve 18. yüzyıllara kadar uzanan, bireysel özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü ve çoğulcu demokrasiyi temel alan bir siyasi ve felsefi görüştür. John Locke, Adam Smith gibi düşünürlerin fikirlerinden beslenmiştir. Modern anlamda liberalizm, çoğu zaman sosyal hakları ve refah devletini de destekleyen bir anlayışı kapsar.

Temel özellikleri şunlardır:
- Bireysel hak ve özgürlükler: Her bireyin eşit haklara sahip olduğu ve devletin bu hakları koruması gerektiği savunulur.
- Piyasa ekonomisi: Serbest piyasa desteklenir ama çoğu liberal, devletin ekonomide düzenleyici bir rol oynaması gerektiğini de kabul eder.
- Sosyal devlet: Eğitim, sağlık gibi temel hizmetlerde devletin aktif olması, dezavantajlı grupların korunması önemlidir. Yalnız Sağ ve Sol Liberlizmin farkları olduğunu da söylemem gerekiyor, biz bugün liberteryenizmin karşısında bulunan sol liberalizmi ele alıyoruz.
- Demokrasi ve hukuk: Liberalizm, demokratik yönetimi ve hukuk sistemini olmazsa olmaz olarak görür.
Modern dünyada Avrupa’daki birçok merkez sol ve merkez sağ parti, liberalizmin farklı tonlarını benimser. Örneğin Almanya’daki Hür Demokrat Parti (FDP) ya da İngiltere’deki Liberal Demokratlar bu çizgide değerlendirilebilir.
Liberteryenizm Nedir?
Liberteryenizm, liberalizmin daha radikal bir versiyonu gibi görülebilir ama aslında özgürlük kavramını çok daha uç bir noktada savunur. En temel ilkesi bireysel özgürlüğün maksimum düzeyde olması ve devletin ise minimum düzeyde müdahale etmesidir.

Liberteryenizmin temel noktaları:
- Devletin küçültülmesi: Liberteryenler, devletin sadece temel güvenliği sağlamak, adaleti yürütmek gibi sınırlı görevleri olması gerektiğini savunur. Eğitim, sağlık gibi hizmetlerin devlete değil bireylere ve özel sektöre bırakılmasını isterler.
- Vergilere karşı duruş: Vergileri bireylerin gelirine el koyma biçimi olarak görürler. Mümkün olan en düşük vergi oranlarını savunurlar.
- Zorunlu askerlik, kamusal sigorta gibi uygulamalara karşıdırlar.
- Özgürlüklerin sınırına bireyin bir başkasına zarar vermesiyle ulaşılabileceğini düşünürler.
Amerika’da bu düşünceyi benimseyen güçlü bir akım vardır. Örneğin ABD’deki Libertarian Party, bu görüşü temsil eder. Ron Paul, Ayn Rand gibi isimler liberteryenizmin modern yüzlerinden sayılabilir.
Liberteryenizm çoğu zaman “devletsizlik” olarak anlaşılır, ancak bu tam olarak doğru değildir. Aslında liberteryenler, devlete tamamen karşı değillerdir; fakat devletin rolünün son derece sınırlı olması gerektiğini savunurlar. Bu anlayış, genellikle “minimal devlet” ya da “gece bekçisi devleti” olarak adlandırılır.
Liberteryen görüşe göre devlet sadece üç temel işleve sahip olmalıdır:
- Güvenliği sağlamak (polis),
- Dış tehditlere karşı orduyu yönetmek,
- Hukuku işletmek (mahkemeler).

Bunların dışındaki eğitim, sağlık, sosyal yardım, altyapı gibi hizmetlerin devletin işi değil, bireylerin, toplulukların veya özel sektörün sorumluluğu olduğu düşünülür. Çünkü liberteryenler, devletin bu alanlara müdahale etmesini bireysel özgürlüklerin ihlali olarak görür.
Ancak liberteryenizmin içinde bir de daha radikal bir alt akım vardır: Anarko-kapitalizm. Bu görüşe sahip olanlar, sadece sınırlı devleti değil, devletin tamamen ortadan kaldırılmasını savunurlar. Onlara göre güvenlik, adalet gibi hizmetler bile özel sektör tarafından sunulabilir. Anarko-kapitalist düşünürler, devletin varlığının doğası gereği özgürlükleri tehdit ettiğine inanır.
- Çoğu liberteryen, devletin varlığını kabul eder ama çok sınırlı tutar.
- Daha uç noktada yer alan anarko-kapitalistler ise tam anlamıyla devletsiz bir sistem savunur.
- Bu yüzden liberteryenizm, anarşizmle karıştırılmamalıdır ama bazı uç versiyonları anarşiye yaklaşır.

Peki, Bu İki Görüş Neden Karıştırılıyor?
Bu iki ideolojinin karıştırılmasının temel sebebi, her ikisinin de “özgürlük” kavramını merkezine almasıdır. Ancak burada önemli olan, özgürlükten ne anlaşıldığıdır.
- Liberalizm, özgürlüğün ancak belirli bir toplumsal düzen ve devlet müdahalesi ile sağlanabileceğini savunur.
- Liberteryenizm ise özgürlüğün ancak devletin mümkün olduğunca geride durmasıyla var olabileceğini düşünür.
Bir başka fark da ekonomik politikalar konusunda görülür. Liberalizm, sosyal eşitsizlikleri azaltmak için devletin müdahale etmesini kabul ederken; liberteryenizm, eşitsizliğin devlet eliyle düzeltilmesini bile özgürlüğe müdahale olarak görür.