Cennetteki Huriler

‘Irmaklarından şaraplar akacak’ diyorsun
Cennet-i alâ meyhane midir?
‘Her mümin’e iki huri’ diyorsun
Cennet-i alâ kerhane midir?
(Ömer Hayyam)

Yazımıza Ömer Hayyamın eleştirel şiiri ile başlamak istedim ve birazdan da ilgili hadislerin bir kısmını sayacağın ondan sonra da Kuran ayetlerine göz atacağız.
Huriler bize yıllarca Cennetteki köleler olarak bahsedildi, ne kölesi olduğunu söylemek istemiyorum tabi siz anladınız. İstediğimiz şekle girebilen ve dediğimiz her şeyi yapan bu köleleri bize bizzat Allah veriyor. Durum gerçekten bu mu peki? Yani her cemaat toplantısında en az bir kere gündeme gelen bu konunun özünde ne yatıyor?

“ ..Onlardan her birine sizler gibi 7 (doğrusu: 70) erkeğin cinsel gücü verilecek….”(Gazali, 4/541.)

“…Bir müminin cennette 100 erkek kuvvetinde olduğu” (Tirmizi, Sıfatu’l-Cenne, 6)

“Cennette her erkeğe beş yüz huri, dört bin bakire kadın ve sekiz bin dul kadın verilecektir…” Gazali, İhya,4/541.

Gibi sürüyle hadis vardır, hatta bu huri sayısını artırmak için de belirli metodlar olmak üzere hurilerinizi ikiye katlayabilirsiniz. İnsanlar daha dünyadaki sınavlarının sona ermemesine rağmen öteki tarafta kaç hurimiz olacak derdine düştüğüne göre hesap günü için iddialılar zira Peygambere bu soruyu defalarca kez sormuşlar.

-Sahabeler bir defasında Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e şöyle dediler:

Ey Allah’ın Rasulü! Cennette kadınlarımızla cinsel ilişkiye girecek miyiz?

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki, erkek (cennette) bir günde yüz bakire kızla cinsel ilişkiye girecektir.”
(Taberani Mucemu’l-Kebir, Mucemu’s-Sağir, Ebu Nuaym Sıfatu’l-Cenne, Albânî Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha 367)

-“Şüphesiz ki, öyledir. Muhakkak ki, Allah-u Teâlâ, kadınları cennete girdirince, onları bakireler (genç kızlar) haline dönüştürecektir.”
Ebu Nuaym Sıfatu’l-Cenneh 391, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 375

Daha da saymanın manası yoktur sanırım. Hadislerdeki olayı anladığınızı düşünüyorum ve şimdi Kuranda huriler nasıl geçmiş, var mı, nispet edilen ayetler nelerdir onlara göz atalım istiyorum.

Kuranda huri geçen yerlerin hiçbir yerinde cinsiyet belirtmez. Bildiğiniz üzere arapçada kelimelerin cinsiyeti vardır, türkiyenin, telefonun, kapının. Yani her kelime cinsiyetler ile ayrılabilmektedir. Huriler için ise erkek veya kadın olmak üzere bir cinsiyet ayrımına gidilmemiştir.

Duha 51-54 : Kuşkusuz takva sahipleri güvenli bir yerde olacaklar; Bahçelerde ve pınar başlarında. İpekten ve atlastan elbiseler giyerler, karşılıklı otururlar. İşte böyle. Ve onları güzel gözlü hurilerle eşleştirdik.

Ne kadar mütevazi, naif bir ortamda bahsediyor değil mi Kur’an. Karşılıklı oturacaklar güzel elbiseler giymişler, hiç 100 erkeğin gücünü verdik size gibi bir tabir görmüyoruz bu önemli.


Ayetin arapça dilbilimsel açıklamasını okumak için şu bağlantıyı takip edebilirsiniz. (https://www.kuranmeali.com/Aciklama.php?meal=erhanaktas&sureno=44&ayet=54)

Tûr Suresi 17-20 : Erdemliler bahçeler ve nimetler içindedir. Rabb’lerinin kendilerine verdiklerinden hoşnut olarak. Rabb’leri onları Cehennem ateşinden korumuştur. Yaptıklarınızın karşılığı olarak, afiyetle yiyin ve için; sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak. Biz, onları temiz, “güzel bakışlı” hûrilerle eşleştirmişizdir.

Yine bir cinsiyet ayrımı yapılmamıştır ki zaten ayetin bağlamı ne erkek içindir ne kadın içindir, her iki cinsiyette cennete girecektir. Bu arada ayetin devamı gerçekten çok güzeldir okumanızı tavsiye ederim.

Rahman 72-74: Çadırlarda korunaklı huriler vardır. Onlara daha önce ins ve cin dokunmadı.

Cinsiyet ayrımının olmadığını söylememe gerek yok sanırım. Onlardan üçer beşer fazladan alabilecek miyiz peki? Kuranda bununla ilgili bir ayet bulamadım yani sorunun cevabı hem evet hem hayır, yoruma açıktır.

Diğer bir huri ayeti de Vakıa suresinde geçmektedir, bu ayetleri baştan sona okumanız anlamanıza daha çok yardımcı olacaktır ama biz sadece geçtiği yerlerin bir kısmını vererek anlatmaya çalışıyoruz, bu da tabi eksik oluyor.

Vakıa 10-27 : Bir de ileri geçen öncü elitler vardır. Onlar (Tanrı’ya) yaklaştırılanlardır. Nimet cennetlerinde. Birçoğu öncekilerden. Küçük bir kısmı da sonraki nesillerdendir.(Bu ayette Peygamber şefaatinin bizi kurtaramayacağına bir işarettir) Lüks mobilyalar üzerinde, karşılıklı yaslanmışlardır. Onlara ölümsüz gençler servis yaparlar. Kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve billur kadehler ile. Ondan; başları ağrımaz ve sarhoş olmazlar ve beğendikleri meyveler, ve canlarının çektiği kuş etleri, güzel eşler, korunmuş inci gibi. Yapmış olduklarına bir karşılık olarak verilir. Orada boş, anlamsız ve günaha sokan şeyler duymazlar. Sadece, “Selam, selam,” derler.

Ömer Hayyamın şiirindeki gibi bir kerhane anlayışının olmadığını ayetler güzel bir şekilde gösteriyor sanırım. Diğer bir tartışma konusu olan ve tamamen yanlış çevirilen bir ayet olan Nebe suresi 33 te göğüsleri tomurcuklanmış kızlardan bahsedildiği iddia ediliyor yani bildiğimiz pedofiliye doğru kaydırmak istiyorlar bu ayeti.

Bunun için öncelikle ayetin bağlamına bir bakalım.

Nebe 21-30 : Cehennem gözetleme yeri oldu; haddi aşanlar için varacakları yer olarak. Orada çağlar boyu kalacaklardır. Orada ne bir serinlik tadacaklar ne de içecek bir şey. Yalnızca kaynar su ve irin tadacaklar. Yaptıklarına uygun bir karşılık olarak. Onlar, hesap görüleceğini ummuyorlardı. Ayetlerimizi yalanladıkça yalanladılar. Oysa Biz, her şeyi yazıp kaydettik. Şimdi azabı tadın bakalım! Artık size azaptan başka bir şey artırmayacağız.

Ayette cehennem azabından, yiyecekleri ve içeceklerinden ve cehennemin sıcaklığından gibi şeylerden bahsediyor.

Nebe 31-32 : Takva sahipleri için kurtuluş ve ödül vardır; Bağlar ve bahçeler,

Ayet tam da cehennemin tersini tasvir ediyor değil mi kurtuluş, ödül ve bağ, bahçe gibi.

X-X Nebe 33: Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

Evet fıkra bu kadar… Ayette ne göğüs geçer ne kız geçer ama verdikleri meal bu. Teknik detaya girmeyi seven biri değilim ama biri size ayeti kafana göre yorumluyorsun demesin diye ufak bir açıklama yapacağım, işbu açıklamayı da aslında Mehmet Okuyandan aldığımı belirtmek istiyorum.
“Ve kevâ’ibe etrâbâ(n)” ayet bu, Maide 6’da  [el-ka‘beyni] topukların üstündeki yumru biçiminde aşık/uyluk kemikleri şeklinde geçiyor. [Türâb] ile aynı kökten gelen [etrâb] sözcüğü de toprakla ilişkilidir. Burada kastedilen, topraktan çıkan turp vs. yumru biçimindeki gıdalara benzer şekildeki cennete özel içeceklerin meyveleri de olabilir. Zaten sonraki ayette de bunlardan elde edilen ve dolu kadehlerdeki içeceklerden söz edilmektedir.

Nebe 33 : Uyumlu (olgunlaşmış üzüm) taneleri.

Ayete verilmesi gereken doğru anlam şu mealdir. Sünni hocaların büyük bir çoğunluğu hadislere destek amacıyla bu ayetleri bilerek yanlış çevirmektedir. Kuran zaten bunun yapıldığını bir başka ayetinde söyler…

Ali imran 78: Onların bazısı, kitapta olmayanı kitaptan sanasınız diye dillerini bükerek kitabı taklit eder ve ALLAH katından olmadığı halde, “Bu ALLAH katındandır,” derler. Bile bile, ALLAH adına yalan söylerler.

Ayet yahudiler hakkında bizi ilgilendirmez diye de yalan söylerlerse, Kurandaki hiçbir ayet boşa değildir, düşünüp öğüt almalı ve onların da bir zamanlar Allahın dininde olduğunu unutmamalıyız.

Nebe 34-36: Dolu kadehler… Orada yalan da boş söz de duymazlar. Rabbinden bir karşılık; hesaplanmış bir armağandır.

Şeklinde devam eder ve orada kız manasının verilmesi, üstelik bu şekilde verilmesi tamamen saçmalıktır. Kuranda huri geçen ve geçtiği iddia edilen ayetlerin tamamını açıkladık, hadisleri yazmaya ve incelemeye kalkarsak muhtemelen okuma süresi baya bir artacaktır o yüzden yeterli olduğunu düşünüyorum.

Ömer Hayyamın şiirinin 2. kıtasını da vererek yazıyı noktalıyorum, mail adresimizden ve twitter hesabımızdan iletişime geçebilirsiniz.

Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı
Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı?
Bir sarhoş arap, devesini vurmuş Hamza’nın
Peygamber de yasak etmiş arap’a şarabı