Kıtlık, ekonomi biliminin temelini oluşturan kavramlardan biridir. En basit tanımıyla kıtlık, kaynakların sınırlı olması durumudur. İnsan ihtiyaçları teorik olarak sonsuzken, bu ihtiyaçları karşılayacak üretim faktörleri (doğal kaynaklar, emek, sermaye ve girişimcilik) sınırlıdır. Bu durum, seçim yapmayı ve öncelik belirlemeyi zorunlu kılar.
Neden Kıtlık Vardır?
Kıtlık, yalnızca fiziksel mal ve hizmetlerle sınırlı değildir. Zaman, bilgi ve çevresel kaynaklar da kıt olarak kabul edilir. Örneğin, bir birey gün içinde sınırlı sayıda faaliyete zaman ayırabilir. Aynı şekilde, bir ekonomi, üretim araçlarını kullanırken her talebi aynı anda ve eşit düzeyde karşılayamaz.
Ekonomide Kıtlığın Sonuçları
Kıtlık durumu, ekonomik ajanların (bireyler, firmalar, devletler) karar alma süreçlerini şekillendirir. Bu bağlamda ekonomi bilimi, kıt kaynakların nasıl dağıtılacağını ve bu dağılımın en verimli şekilde nasıl yapılabileceğini inceler. Kıtlık, aynı zamanda maliyet kavramını da beraberinde getirir. Bir seçim yapıldığında, diğer alternatiflerden vazgeçme zorunluluğu doğar; bu vazgeçilen alternatifin değeri “fırsat maliyeti” olarak tanımlanır.

Kıtlık Kavramının Günlük Hayattaki Yansımaları
Ekonomik kıtlık, yalnızca büyük ölçekli makroekonomik sorunlarla sınırlı değildir. Günlük yaşamda da kıtlık kararları sıkça alınır. Örneğin, sınırlı bir bütçeyle market alışverişi yapmak ya da kısıtlı bir zaman içinde hangi işi önceliklendireceğine karar vermek, kıtlık koşulları altında yapılan seçimlerdir.
Yani yalnızca az bulunmak anlamına gelmez; aynı zamanda talebin arzı aşması durumunu da kapsar. Ekonomi bilimi, bu sınırlı kaynaklarla maksimum tatmini sağlama arayışıdır. Bu nedenle kıtlık, tüm ekonomik analizlerin ve politika tartışmalarının başlangıç noktasıdır.