ABD, federal yapılı, kuvvetler ayrılığına dayalı ve anayasal bir cumhuriyettir. Kurucu Babalar, Aydınlanma düşünürlerinden etkilenerek bu sistemi inşa etmişlerdir. Sistem, hem eyaletlerin özerkliğini hem de güçlü bir merkezi yönetimi dengelemeyi amaçlar. İngilizlerden ayrıldıktan sonra bu baskıcı hükümetten kurtuldukları için mutluydular ama bir yenisini kurmayı hiç istemiyorlardı. Anarşizm gibi fikirler ortaya atıldı ama bir yerde, kanun veya savaş halinde, Devlete ihtiyaç duyabilecekleri için bu düşüneceden vazgeçtiler. Ortaya da her State’in(Eyalet, Devlet) kendi iç işlerinde, federal(merkez) kurallara uyduğu müddetçe, özgür olabileceği bir sistem çıktı. İleride oluşabilecek ayrılıkçı düşünceleri engellemek için de çocuklarını vatanperver yetiştirmeye başladılar çünkü eyalet sistemi ayrılıkçı düşünceler için çok müsaittir. Eğer bir gün amerikaya gidebilme şansınız olursa oradaki insanların ülke sevgisine gerçekten şaşıracaksınız.

Kurucu Babalar
- James Madison: “Anayasanın Babası” olarak bilinir. Federalist Yazılar’ı kaleme alarak güçler ayrılığı ve federal sistemin savunuculuğunu yapmıştır.
- Alexander Hamilton: Federalist Parti’nin kurucusudur, ABD’nin ekonomik sisteminin temellerini atmıştır.
- Thomas Jefferson: Demokratik değerlerin ve bireysel özgürlüklerin savunucusudur. Bağımsızlık Bildirgesi’nin ana yazarıdır.
- John Adams: Cumhuriyetçi yönetimin erken savunucularındandır ve ABD’nin ilk başkan yardımcısıdır.
- George Washington: ABD’nin ilk başkanıdır (1789-1797). Bağımsızlık Savaşı’nın (1775-1783) başkomutanıdır. ABD başkanlık sisteminin temelini atmıştır.
- Benjamin Franklin: Bağımsızlık Bildirgesi’nin hazırlanmasına yardımcı oldu. Fransa’yı, ABD’nin bağımsızlık savaşını desteklemeye ikna etti. Bilim insanı ve aynı zamanda mucittir.

İngiltere’den bağımsız bir devlet kurmak, güçler ayrılığına dayalı bir yönetim şekli oluşturmak, bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına almak (Bill of Rights), federal hükümeti güçlendiren ve dengeleri koruyan bir anayasa yazmak gibi hedefleri olan bu insanlar ABD tarihinin çok önemli bir yerini kapsar.
Sistem
Federal Cumhuriyet sistemiyle yönetilir. 50 eyaletten oluşur, güç tek bir yerde toplanmayarak federal hükümet ve eyaletler arasında paylaşılır. Kuvvetler ayrılığı ilkesi geçerlidir ve Temsili demokrasi vardır, başkanı halk değil Seçiciler Kurulu seçer, ilk defa duyanlar için karışık bir konu olduğu için birazdan kısaca açıklayacağım. Anayasa temel yönetim belgesidir, 1787’de kabul edilmiştir ve eyaletler bu yasalara ters bir karar çıkaramaz.
Federal Cumhuriyete göre devlet iki yapıdan oluşmaktadır; Federalizm ve Cumhuriyet.
Federal Yapıda devlet, birden fazla alt birimden (eyalet, bölge, kanton vb.) meydana gelir ve yönetilir. Yetkiler, merkezi hükümet ile alt birimler arasında paylaşılır, örnek olarak: ABD’de eyaletlerin kendi yasaları vardır, ancak savunma ve dış politika federal hükümetin yetkisindedir. Benzer bir sistem yasama, yürütme ve yargı güçlerinde de vardır böylece ülkenin hiçbir zaman diktatörlük altına girmemesi hedeflenir.

Cumhuriyet sisteminde ise, Halkın seçtiği temsilcilerle yönetilen bir yapı olduğunu görürüz. Kuvvetler ayrılığı (yasama, yürütme, yargı) bu sistemin parçasıdır ki bunun ne kadar önemli ve gerekli olduğunu az sonra anlatacağım.
Yönetim Erki
Yönetim erki (devlet erkleri), bir devletin işleyişini sağlayan temel güçlerdir. Kuvvetler ayrılığı (separation of powers) ilkesi gereği, bu güçler birbirinden bağımsız çalışır.
- Yasama (Kongre): Kanunları yapar (Temsilciler Meclisi ve Senato).
- Yürütme (Başkan ve Kabine): Devleti yönetir.
- Yargı (Federal Mahkemeler, başta Yüksek Mahkeme): Kanunları uygular ve anayasal uygunluğunu denetler.
Halk, temsili demokrasi yoluyla yöneticilerini seçer. Ancak ABD bir doğrudan demokrasi değildir; örneğin başkanı halk değil, Seçiciler Kurulu (Electoral College) seçer.
Yasama (Legislative) :
Yasama organı, devletin kanun yapma yetkisine sahip organıdır. Yeni yasalar yapmak, mevcut yasaları değiştirmek ve yürütme organını denetlemek gibi görevleri vardır. Yasama Organında, Kongre (Congress) yasama yetkisini elinde tutar, diğer bölümü ise Temsilciler Meclisidir. Türkiye ile benzetecek olursak TBMM tıpkı kongre gibi yasama gücüne sahiptir.
Yürütme (Executive) :
Yürütme organı, kanunları uygulayan ve devletin günlük işleyişini sağlayan organdır. Ülkeyi yönetmek, yasaları hayata geçirmek ve kamu hizmetlerini düzenlemek. Başkan (President) yürütme yetkisini elinde tutar. Bakanlar, ordu, kamu kurumları başkana bağlıdır.
Yargı (Judicial) :
Yargı organı, hukukun üstünlüğünü sağlamak ve kanunları uygulamakla görevlidir. Mahkemeler aracılığıyla adaleti sağlamak, anayasaya uygunluğu denetlemek. Yüksek Mahkeme (Supreme Court) bu bölümün en üst yargı organıdır.
Güçler ayrılığı dediğimiz sistem tek bir kişinin veya kurumun devleti tamamen ele geçirmesini engellemek için oluşturulmuştur.
Yasama kanun çıkarır → Yürütme bu kanunu uygular → Yargı kanunun doğru uygulanıp uygulanmadığını kontrol eder.
Eğer başkan bir yasa çıkarırsa, Yargı bunun anayasaya uygun olup olmadığını inceleyebilir.
Senato, başkanın atamalarını onaylamak veya reddetmek hakkına sahiptir.
Yani ABD’de 3 yönetim erkini de birbirlerinin kararlarını veto edip onaylayabilir böylece kendilerini denetlerler, bu denge sayesinde demokrasi ve hukuk devleti korunmuş olur.
Yasama (Kongre)
ABD’de Kongre (Congress), yasama organıdır ve iki meclisten oluşur:
Senato (Senate)
Temsilciler Meclisi (House of Representatives)
Bu sistem, çift meclisli yasama (bicameral legislature) olarak adlandırılır ve ABD Anayasası tarafından belirlenmiştir.

Kongrenin görev ve yetkileri; Federal yasaları yapmak, Savaş ilan etmek, Vergi ve bütçe düzenlemeleri yapmak, Federal kurumları denetlemek, Başkan ve federal yetkilileri azletmek. Eğer Kongre bir savaş ilan etmek isterse, müttefik ülkeler ve uluslararası hukuka uymak zorundadır. Örneğin, BM Güvenlik Konseyi kararları, ABD’nin tek taraflı savaş açmasını zorlaştırabilir. Kongre, Başkanın desteğine sahip olmadan savaş açıp orduyu yönetebilmeyi iyi bir şekilde başaramayacağından dolayı Başkan ve Kongre birbirinin desteğine ihtiyaç duymaktadır.
Kongre’nin gücü ABD Anayasası tarafından sınırlandırılmıştır, yani sadece anayasal yetkilere sahiptir.
Senato yasaları onaylar, federal yetkilileri atar, uluslararası anlaşmaları değerlendirir ve yüksek mahkeme yargıçlarını onaylar. Her eyaletten 2 üyesi olmak üzere toplam 100 senatör bulunmaktadır. Görev süreleri 6 yıl olmakla birlikte her 2 yılda bir seçimler sayesinde senatörlerin üçte biri yenilenir. Başkan Yardımcısı (Vice President) resmî olarak Senato’nun başkanıdır, ancak sadece oylar eşit çıkarsa karar vermek için oy kullanabilir. Senato Geçici Başkanı (President Pro Tempore): Başkan Yardımcısı yokken Senato’ya liderlik eder.
Senatörler, Başkanın atadığı federal yetkilileri, büyükelçileri ve Yüksek Mahkeme yargıçlarını onaylar. Uluslararası anlaşmaları onaylar (2/3 çoğunluk gerekir), hatta bu yüzden ABD Başkanlarının verdiği sözlere pek güvenilmez çünkü kendi başına bir uluslararası anlaşma yapma yetkisi yoktur, senatonun onayı gerekir. Başkanı yargılamayı Senato yapar ve görevden alma kararını verebilir (2/3 çoğunluk gerekir).
Temsilciler Meclisi, Yasaları önerir, bütçeyi belirler, federal harcamaları denetler ve başkanı azletme sürecini başlatır. Üye sayısı 435’tir, eyaletlerin nüfusuna göre belirlenir, her eyalet en az 1 temsilci gönderir. Görev süresi 2 yıldır (Tüm üyeler her seçimde yeniden seçilir). Birazdan seçimin nasıl yapıldığını anlatırken temsilciler meclisinden tekrar bahsedeceğiz.
Temsilciler Meclisi Başkanı (Speaker of the House), meclisin lideridir ve başkanlık halefiyetinde başkan yardımcısından sonra gelir.
Vergi ve harcama yasaları buradan çıkar. Eğer hiçbir aday Seçici Kurul’da (Electoral College) 270 oya ulaşamazsa, başkanı Temsilciler Meclisi seçer. Mevcut Başkanın suç işlediğini düşünürse, azil (impeachment) sürecini başlatır.
Temsilciler Meclisi, Başkanın suç işlediğine dair iddiaları inceler (örneğin, yolsuzluk, vatana ihanet, görevi kötüye kullanma). Basit çoğunlukla (50%+1 oy) başkanın azline (impeachment) karar verebilir. Ancak bu, başkanın hemen görevden alınacağı anlamına gelmez. Bu süreç tarihte 3 ABD başkanı için başlatılmıştır, ancak hiçbirisi Senato tarafından görevden alınmamıştır. Donald Trump (2019 ve 2021) İki kez Temsilciler Meclisi’nde azledildi, ancak Senato tarafından görevden alınmadı.
Senato, bir mahkeme gibi hareket eder ve Başkanın suçlu bulunması için 2/3 çoğunluk (67 senatörün oyu) gerekir. Eğer suçlu bulunursa, başkan görevden alınır ve yerine başkan yardımcısı geçer. Eğer 2/3 çoğunluk sağlanmazsa, başkan görevine devam eder.
Özetle:
Senato: 100 üye, her eyaletten 2 kişi, 6 yıl görev süresi vardır.
Temsilciler Meclisi: 435 üye, nüfusa oranla temsilci seçilir, 2 yıl görev süresi vardır.
Kongre: ABD yasama organıdır, Senato ve Temsilciler Meclisi’nden oluşur.
Yürütme (Başkan ve Kurulu)
ABD’de yürütme organı (Executive Branch), Başkan (President) liderliğinde yönetilir. Yürütme organı, yasaları uygulamak, yönetimi sağlamak ve ülkenin iç ve dış politikasını yürütmekle sorumludur.
Başkan (President)
Devletin ve hükümetin başıdır. 4 yıllık bir süreyle seçilir (en fazla 2 dönem, yani 8 yıl görev yapabilir). Seçiciler Kurulu (Electoral College) tarafından seçilir. Ordunun başkomutanıdır. Yasaları veto etme yetkisi vardır. Bakanları ve Yüksek Mahkeme yargıçlarını atar (Senato’nun onayı gerekir).
Başkan Yardımcısı (Vice President)
Başkanın yardımcısıdır ve onun yokluğunda başkanlık yapar aynı zamanda Senato’nun başkanıdır ve eşitlik durumunda (50-50) belirleyici oyu kullanır. Başkan ölür, istifa eder veya görevden alınırsa, başkan yardımcısı başkan olur. Örnek olarak; 1974’te Richard Nixon istifa ettiğinde, Başkan Yardımcısı Gerald Ford başkan oldu.

Bakanlar Kurulu (Cabinet)
Başkan tarafından atanır, Senato tarafından onaylanır ve Başkandan sonra Yürütme organının en üst düzey yöneticileridir. Federal ajansları ve departmanları yönetirler.
Federal Ajanslar ve Kurumlar
Doğruadan Başkan’a bağlı olarak çalışan birçok federal ajans vardır. FBI, CIA, NASA, FDA gibi kurumlar buna örnek olarak sayılabilir.
Yürütme organı kongre tarafından yapılan yasaları yürürlüğe koyar veya veto eder. Ordunun başkomutanı Başkan olduğu için askeri olarak en güçlü organ Yürütme Organıdır. Bakanları, büyükelçileri ve yargıçları atar (Senato onayı gerekir). Dış politikada büyük rol oynar (Senato onayı gerekir).
Örnek olarak 2023’te Joe Biden, Amerikan Kurtarma Planı yasasını imzalayarak ekonomik yardımları yürürlüğe koyması ve 2011’de Barack Obama, Usame bin Ladin operasyonunu emrederek askeri bir müdahaleye liderlik etmesi gösterilebilir. ABD Başkanları kısa süreli operasyonlar için kongrenin onayına ihtiyaç duymazlar ama uzun sürerse kongrenin askeri geri çekme yetkisi bulunmaktadır.
Yürütme Organı da diğer güç erkleri gibi denetler ve denetlenir.
Kongre (yasama organı), başkanı denetler ve yasaları çıkarır.
Yargı organı (mahkemeler), başkanın eylemlerinin anayasaya uygun olup olmadığını denetler.
Başkan, Kongre’nin onayını almadan savaş ilan edemez (ancak askeri operasyon yapabilir).
Örnek vermek gerekirse 1974’te Watergate Skandalı sonrası Kongre, Başkan Nixon’u istifaya zorladı. 2021’de Donald Trump, Kongre tarafından azledildi (impeachment), ancak Senato görevden almadı.
Özetle; ABD’de yürütme organı, Başkan, Başkan Yardımcısı, Bakanlar ve federal ajanslardan oluşur. Başkan, hükümeti yönetir, yasaları uygular, uluslararası anlaşmalar yapar ve orduyu yönetir. Ancak, Kongre ve Yargı organı tarafından denetlenir.
Yargı (Mahkemeler)
ABD’de yargı organı, Anayasa’ya uygunluğu sağlamak, yasaları yorumlamak ve federal davalara bakmakla sorumludur. Yargı sistemi, bağımsız ve tarafsız olacak şekilde tasarlanmıştır, tıpkı her ülkede planlandığı gibi. ABD’de yargı organı, üç seviyeli bir federal mahkeme sistemine sahiptir:
1. ABD Yüksek Mahkemesi (Supreme Court)
En yüksek yargı merciidir. 9 yargıçtan oluşur: 1 Başyargıç (Chief Justice) ve 8 yardımcı yargıç (Associate Justices). Ömür boyu görev yaparlar (emekli olmadıkça veya görevden alınmadıkça). Anayasa’nın en yüksek yorumcusu olarak kararları bağlayıcıdır. Başkan tarafından atanır, Senato tarafından onaylanır.
Kongre’nin çıkardığı yasaların Anayasa’ya uygun olup olmadığını denetler ve Devlet ile eyaletler arasındaki davalara bakar. Federal hükümet ile vatandaşlar arasındaki büyük davalara karar verirler.

Örnek olarak;
Marbury v. Madison (1803): Mahkemeye yasaları iptal etme yetkisi verdi.
Brown v. Board of Education (1954): Okullarda ırk ayrımcılığını yasakladı.
Roe v. Wade (1973): Kürtaj hakkını anayasal bir hak olarak tanıdı (2022’de geri alındı).
2. ABD Temyiz Mahkemeleri (Courts of Appeals)
Orta seviyedeki mahkemelerdir ve 13 bölgesel mahkeme (circuit courts) vardır. Kararları bağlayıcıdır, ancak Yüksek Mahkeme tarafından bozulabilir. Davaları yeniden değerlendirir, ancak yeni delil veya tanık kabul etmez.
Eğer biri federal bir mahkemede haksız karara uğradığını düşünüyorsa, ilgili bölgesel Temyiz Mahkemesi’ne başvurabilir.
3. ABD Bölge Mahkemeleri (District Courts)
En alt seviyedeki federal mahkemelerdir. 94 federal bölge mahkemesi vardır. Ceza ve hukuk davalarına bakan ilk mahkemedir. Jüri sistemi ile çalışır. Eğer bir kişi federal bir suçu işlerse (örneğin vergi kaçırma veya dolandırıcılık), davası önce bölge mahkemesinde görülür.
Yargı Organı Yasaların Anayasa’ya uygun olup olmadığını denetleyerek, Başkanın veya Kongre’nin eylemlerini iptal edebilir. Eyaletler arasındaki anlaşmazlıkları çözer ve Federal kanunları yorumlayarak uygulayabilir. Mesela 2000 yılında Bush v. Gore davasında, Yüksek Mahkeme seçim sürecine müdahale etti ve George W. Bush’un başkan olmasını sağladı.
Temsili Demokrasi – ABD Başkanını(Yürütme) Kimler Seçiyor?
ABD başkanı doğrudan halk tarafından seçilmez. Bunun yerine Seçici Kurul (Electoral College) adı verilen bir sistem kullanılır. Seçmenler Kasım ayında oy kullanır. Ancak bu oylar doğrudan başkanı belirlemez. Halk, aslında adayın bağlı olduğu partinin seçici delegelerini (electors) seçer, bizdeki milletvekili gibi düşünebilirsiniz. ABD Kurucu Babaları, halkın kendi liderini seçebilecek zekaya sahip olmadığına kanaat getirmiştir, sistemin özü aslında budur.
ABD’de toplam 538 seçici delege vardır ve bir adayın başkan seçilmesi için en az 270 delegenin oyunu alması gerekir. Her eyaletin sahip olduğu delege sayısı, o eyaletin Kongre’deki toplam temsilci sayısına eşittir. Örneğin, Kaliforniya’nın 54 delegesi varken, Wyoming’in sadece 3 delegesi vardır.
Çoğu eyalette “kazanan hepsini alır” (winner-takes-all) kuralı geçerlidir, yani, bir aday eyalette oyların çoğunluğunu kazanırsa, o eyaletin tüm delegelerini alır (Nebraska ve Maine hariç). Aralık ayında seçici delegeler oy kullanır ve sonuç Kongre tarafından onaylanır. Ocak ayında Kongre seçim sonucunu resmen onaylar, 20 Ocak’ta kazanan aday yemin ederek göreve başlar.
Eğer hiçbir aday 270 delegeyi kazanamazsa (Örneğin, 269-269 berabere kalırsa) veya Üçüncü bir aday yeterli oy alarak çoğunluğu engellerse (Hiçbir aday 270’e ulaşamaz).

Başkan seçimi için temsilciler meclisine gidilir, ancak her temsilci tek tek oy kullanmaz, her eyaletin temsilcileri bir araya gelerek sadece 1 oy verir. 50 eyalet = 50 oy (Örneğin, Kaliforniya 52 temsilciye sahip olsa bile sadece 1 oy verir) ki bu da bazı büyük eyaletlerin, bizim neden küçük eyaletlerle aynı söz hakkımız var, sorusunu sormasına sebep olmuştur. Adaylardan biri 26 eyaletin oyunu alırsa başkan olur (50 eyaletin yarısından fazlası). ABD tarihinde sadece bir kez bu olay yaşandı, 1824 seçimlerinde hiçbir aday çoğunluğu sağlayamadı. Temsilciler Meclisi John Quincy Adams’ı başkan seçti.
Eğer 26 oy da alınamazsa ne olur diye merak ediyorsanız, seçimler tekrarlanıp durur. Ocak ayına kadar herhangi bir aday seçilemezse yeni seçilen Kongre (3 Ocak’ta göreve başlar) süreci devralır ve oylamaya devam eder. Eğer yine 20 Ocak’a kadar başkan belirlenmezse, Başkan Yardımcısı seçiminde bir sonuç alınmışsa, yeni başkan belli olana kadar seçilen Başkan Yardımcısı geçici olarak başkanlık görevini yürütür. Eğer Başkan Yardımcısı da seçilememişse, başkanlık sıralamasında sıradaki kişi (Temsilciler Meclisi Başkanı) geçici başkan olur.
Artık temsilciler meclisi başkanı da seçilemezse diye sormazsınız umarım böyle bir şeyin gerçekleşmesi çok zordur.
Seçici Kurul sistemi nedeniyle, bir aday ulusal halk oyunu (popular vote) kaybetse bile Seçici Kurul’da çoğunluğu sağlarsa başkan olabilir. (2000 ve 2016 seçimlerinde olduğu gibi).
Eğer ABD başkanı vefat ederse seçimler tekrarlanmaz ve Başkan Yardımcısı otomatik olarak yeni Başkan olur, buna da Başkanlık Halefiyet Yasası denmektedir.
Kongre Seçimleri(Yasama)
Temsilciler Meclisinin seçimi her 2 yılda bir Kasım ayında yapılır. Her eyaletin nüfusuna bağlı olarak belirlenen sayıda temsilcisi vardır. Temsilciler doğrudan halk oylamasıyla seçilir. Her eyalet, belirlenen seçim bölgelerine bölünür ve her bölgeden 1 temsilci seçilir. Kaliforniya, ABD’nin en kalabalık eyaleti olduğu için 52 seçim bölgesine (district) sahiptir. Yani Kaliforniya’dan 52 kişi Temsilciler Meclisi’ne seçilir.
Wyoming gibi küçük nüfuslu eyaletlerin sadece 1 seçim bölgesi vardır, yani Wyoming’in Temsilciler Meclisi’nde sadece 1 temsilcisi vardır.
Her eyaletin nüfusuna göre seçim bölgeleri çizilir.
Her seçim bölgesinde bir seçim yapılır.
Kazanan aday, o bölgenin temsilcisi olur ve Kongre’ye gider.
Senato seçimi ise yine 2 yılda bir yapılır üye sayısı 100 olmak üzere her eyaletten 2 kişi gider. Ancak şöyle önemli bir nokta var ki senato her 2 yılda bir seçime giderken bütün senatörler gitmez, Senato’nun yalnızca 1/3’ü seçime gider. Böylelikle bir senatörün görev süresi 6 yıl olur. Senatörler yine doğrudan halk tarafından seçilmektedir, önceden (1913’e kadar) eyalet yasama organları senatörleri seçerken, 17. Anayasa Değişikliği ile doğrudan seçim uygulanmaya başlandı.

Senato’da her eyalet eşit temsil edilir (nüfus fark etmeksizin her eyaletin 2 senatörü vardır), bu yüzden küçük eyaletler büyük eyaletlerle aynı ağırlığa sahiptir.
Kongre’deki çoğunluğu hangi parti kazanırsa, yasaları geçirme, başkanı denetleme ve bütçe süreçlerinde büyük bir avantaj elde eder. Eğer başkanın partisi Kongre’de çoğunluğu kaybederse, yasaları geçirmek zorlaşabilir.
2018 ara seçimlerinde Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Partisi Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kaybetmiş ve Demokratlar kontrolü ele geçirmiştir. 2022 ara seçimlerinde Joe Biden’ın Demokrat Partisi Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kaybetmiş, ancak Senato’yu elinde tutmuştur.
Yargı Organı Ataması
ABD’de yargı organı (federal yargı sistemi) halk tarafından doğrudan seçilmez. Bunun yerine, başkan tarafından atanır ve Senato tarafından onaylanır.
ABD Yüksek Mahkemesi (Supreme Court)
En yüksek yargı organıdır. 9 yargıçtan (hakimden) oluşur: 1 başyargıç (Chief Justice) ve 8 yardımcı yargıç (Associate Justices). Ömür boyu görev yaparlar (emekli olana, istifa edene veya görevden alınana kadar). Başkan tarafından atanır, Senato tarafından onaylanır.
2020’de Donald Trump, Amy Coney Barrett’i Yüksek Mahkeme’ye aday gösterdi. Senato onayladığı için göreve başladı.
Federal Mahkemeler (Alt Mahkemeler)
Temyiz Mahkemeleri (Courts of Appeals) 13 bölgeye ayrılmıştır.
Bölge Mahkemeleri (District Courts) 94 mahkeme vardır.
Bu mahkemelerin yargıçları da başkan tarafından atanır ve Senato tarafından onaylanır.

Süreç şu şekilde işler; Başkan, boşalan bir yargıç koltuğu için aday gösterir. Aday, Senato’daki Adalet Komitesi’nde (Judiciary Committee) incelenir. Senato, adayın onaylanıp onaylanmayacağına karar verir (50+1 oy yeterlidir). Onaylanırsa, yargıç ömür boyu görev yapar. Yargıçlar seçimle değil, atamayla göreve gelir. Başkan genelde kendi partisinden veya görüşlerine yakın olan yargıçlardan seçmeye çalışır
Özetle
Başkan : Yargıçları atar
Senato : Yargıçları onaylar veya reddeder
Yargıçlar : Ömür boyu görev yapar ve siyasetten bağımsız olması beklenir.