İbrahimi dinlerin ilki olarak bilinen Musevi inancı veya Yahudilik, kökleri İbrahim, İshak ve Yakup Peygamberlere dayanır. Tanrı ile insanlar arasında kurulmuş özel bir antlaşmayı esas alır. Museviliğin tarihsel yolculuğu, M.Ö. 2. binyıldan itibaren Kenan diyarında başlamış; Mısır’dan Çıkış ve Musa’nın önderliğinde Sina Dağı’nda alınan On Emir ile daha da şekillenmiştir.

Museviliğin tarihi, antik İsrail krallıkları ve kabile yaşamıyla iç içe geçmiştir. İlk olarak Mısır’dan çıkış öyküsü ve Sina Dağı’nda Musa’nın aldığı vahiylerle temellendirilen bu inanç sistemi, daha sonra İsrail ve Yahuda krallıkları döneminde kendini organize etmiştir. M.Ö. 586’da Babil sürgünü, Museviliğin kutsal metinlerinin ve geleneklerinin yeniden yorumlanmasına neden olmuş, böylece dinin bugünkü şeklini almaya başlamıştır.
İnanç Esasları
Museviler “yhv” ismine sahip bir Tanrıya inanırlar ancak kutsal kitapta çoğu zaman RAB olarak anılmaktadır. Museviler, Tanrı’nın onlara vermiş olduğu ahlaki ve dini kurallara (yani mitzvot) uymayı, hem bireysel hem de toplumsal yaşamın düzenleyicisi olarak görürler. Tanrı ile yapılan bu özel antlaşma, Museviliği diğer dinlerden ayıran en önemli unsurlardan biridir.
Musevilik için en kutsal metin, Tevrat’tır. Tevrat, beş kitaptan oluşur ve Musa’ya vahyedildiği kabul edilir. Bunun yanı sıra, Musevi kutsal metinleri arasında Nebiim (Peygamberler) ve Ketuvim (Yazılar) da yer alır; bu üç bölüm birlikte Tanah olarak adlandırılır. Ayrıca, Tevrat’ın sözlü yorumlarını içeren Talmud, hem hukuk hem de etik konularda rehberlik eden temel metinlerden biridir.
Yahudi Kutsal Kitabının tamamına “Tanah” denilir ve bu kitap üç ana bölümden meydana gelir:
Torah (Tevrat): Beş kitaptan oluşur; Yaratılış (Bereşit), Çıkış (Shemot), Levililer (Vayikra), Sayılar (Bemidbar) ve Tesniye (Devarim) yer alır.
Nebi’im (Peygamberler): Sekiz kitaptan meydana gelir. Nebi’im, tarihsel anlatılar ve peygamberlik öğretilerini kapsar.
Ketuvim (Yazılar): On bir kitaptan oluşur. Ketuvim, şiir, bilgelik edebiyatı, hikaye ve diğer edebi türleri içerir.
24 farklı kitabın tamamının birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan bir inançtır aslında Yahudilik, en bilineni olan Tevrat temel inanç ve yasaları içerir.
10 Emir Nedir?
Yahudilerin uyması gereken en temel yasaları ifade eden 10 Emir, Tanrı tarafından Musa Peygambere Sina Dağında Vahyedilmiştir.
Musevilikte, bu emirler diğer 613 mitzvot’un (dini emir ve yasaklar) özeti olarak kabul edilir.
- Tanrı’nın Tekliğine İman Et
- Putlara Tapma
- Tanrı’nın Adını Boş Yere Anma
- Şabat Gününü Kutsal Tut
- Anne ve Babaya Saygı Göster
- Öldürme
- Zina Yapma
- Hırsızlık Yapma
- Yalancı Şahitlik Yapma
- Komşunun Malına ve Eşine Göz Dikme
On Emir, Yahudi Ahlakının ve Hukukun temelini oluşturması bakımından son derece önemlidir. Geleneğe göre taş tabletler üzerine yazılmış bu emirler, Ahit Sandığında saklanmaktadır.
Sadece dini kurallar değil aynı zamanda insan ilişkileri ve toplum düzeni için de evrensel etik kurallarıdır.
Yahudi Devletleri
Tarih boyunca Museviliğin merkezi Filistin ve çevresi olarak kabul edilmiştir, hatta Tanrının İsrailoğullarına vaadettiği topraklarda mısırdan anadoluya ve oradan da basra ve arabistana kadar giden bir toprak parçasıdır. Bu yüzden Yahudiler için en önemli topraklar her zaman bu ve çevresi olmuştur.
Şu anda dünya üzerindeki tek Yahudi devlet olan İsrail de henüz yeni kurulmuş sayılabilecek bir ülkedir, 1948 yılında Birleşmiş Milletlere kabul edilmiştir.

Tarihte ise Antik İsrail ve Yahuda Krallıkları (M.Ö. 1050 – M.Ö. 586) dışında(ki bunlar hakkında da ayrı yazılar kaleme almak istiyorum)
Makabi Krallığı (M.Ö. 164 – M.Ö. 37)
Hirodes Krallığı (M.Ö. 37 – M.S. 6)
Bar Kohba Devleti (M.S. 132 – 135)
Himyer Krallığı (Yemen’deki Yahudi Krallık) (M.S. 380 – 525)
ve bir Türk Devleti de olan Hazar Kağanlığı (M.S. 650 – 1048)
Son olarakta Modern İsrail Devleti (1948 – Günümüz)
Mezhepler
Tıpkı Hristiyan ve Müslümanlarda olduğu gibi Yahudilerde de mezhepsel ayrımlar oldukça fazladır ve bunlar üç ana akıma ayrılmaktadır:
Ortodoks Musevilik
Muhafazakar (Konservatif) Musevilik
Reform Musevilik
Bunlarda kendi içlerinde farklı mezheplere bölünmüş durumdadır ve saydıklarım dışında:
Yeniden Yapılandırmacı Yahudilik (Reconstructionist Judaism)
Seküler Yahudilik
gibi daha günümüze uyarlanmaya çalışılmış Yahudi Akımları da mevcuttur. Seküler Yahudilikte bir dinden çok kültürel kimlik olarak kabul görmektedir, bu kişiler genellikle non-teisttir.
Sadukiler (M.Ö. 2. yüzyıl – M.S. 70)
Ferisiler (M.Ö. 2. yüzyıl – M.S. 70)
Esseniler (M.Ö. 2. yüzyıl – M.S. 1. yüzyıl)
Karay Yahudiliği (M.S. 8. yüzyıl – Günümüz)
Baskılar ve savaşlar sonucu çoğu mezhep aslında yok olmuştur, günümüze ulaşanlar başarmış olanlar diyerek düşünebilirsiniz.
Coğrafi olarak ayrılmış Yahudi Mezhepleri de bulunmaktadır. Bildiğiniz gibi Yahudiler tarih boyunca oradan oraya sürgün edilmiş ve zulüm görmüş bir halktır o yüzdendir ki çok sayıda Coğrafi Temelli Mezhepler ortaya çıkmıştır
Aşkenaz Yahudileri
Sefarad Yahudileri
Mizrahi Yahudileri
Beta İsrail (Etiyopya Yahudileri)
Bene Israel (Hint Yahudileri)

Musevilik zaman içinde görüldüğü üzere gerek kültürel, coğrafi ve modernleşme sürecinde olsun farklı mezheplere bölünmüş veya ayrılmıştır.
İçlerinden en etkili 3 akım az önce de söylediğim gibi Ortodoks, Muhafazakâr ve Reform Yahudiliğidir.
Halkımızın derin bir nefret beslediği bu inançtaki insanlar aslında tarih boyunca yaşadıkları zulüm ve dışlanmamın bir sonucunda haklı olarak kendilerine ait bir devlet istemiştir. Tabi bu Filistin halkına yaptıklarını hafifletecek bir sebep değildir ama zamanında onlara yapılanlar konuşulmadığı için de aynı zamanda bir “ikiyüzlülük” sezdiğimi itiraf etmem gerekiyor.
Musevilik çok kadim bir inançtır ve 24 Kutsal Kitabı tek seferde açıklamak kimsenin yapabileceği bir iş değildir, yazımız ilerleyen zamanlarda devam edecektir elbetteki. Öneri ve düşüncelerinizi aşağıdaki mail adresimize iletebilirsiniz.
Talmud (תלמוד) kelimesi, İbranice fiil kökü olan “למד” (lamad) — öğrenmek, çalışmak, öğretmek — fiilinden türemiştir.
Yani Talmud ismi, bir kutsal kitap adı olmaktan çok bir “öğrenme metodu” ya da “çalışma/öğrenim disiplini” anlamını taşır. Bu da çok anlamlıdır çünkü Talmud, sabit ve donmuş bir metinden ziyade tartışmaya, sorgulamaya ve derin düşünmeye dayalı bir gelenektir.