Kur’ancılık veya Kuraniyyun(Quraniyyun-Kuranizm-Kurancılık) olarakta bilinen bu dini oluşum, hadisler başta olmak üzere Kur’an dışındaki bütün dini kaynakları gereksiz bularak reddeder. Kullanıldığı takdirde dinin manasının tahrif olacağına inanılır.
Yeni bir akım olarak 19-20. yüzyıllarda ortaya çıktığı düşünülmektedir ama Kur’ancı bireyler hadisi reddedenlerin aslında ilk dönemlere kadar dayandığını iddia etmektedirler, kaynaklarını başka bir yazımızda elbetteki tartışmak isterim.

Kur’ancılığın tam olarak bir mezhep olmamasından ötürü, belirli bir hocaları veya alimleri bulunmaz. En bilinen ismi Reşad Halife olarak düşünülebilir.
Türkiyede de bilinirliğe ulaştığından ötürü bir kitle elde etmiştir ve başta Edip Yüksel olmak üzere Caner Taslaman, Mustafa İslamoğlu, Emre Dorman gibi tecrübeli ve büyük teologlardan isimler verilebilir.
Belirli bir yol izlemedikleri için görüş ayrılıkları yaşadıkları kısımlar olmaktadır ama bunun bir kafirlik sayılamayacağını ve farklı düşünmenin insanın özünde olduğuna karar vermişlerdir.
En büyük görüş ayrılığı namaz vakitleri konusundadır ki bir kısım 3 vakit derken diğerleri gelenekle aynı fikirde olup 5 vakit olduğunu söyler. Aslında bu tartışma Şia-Sünni camiasında da vardır, yine Sünniler 5 vakit derken Şia olanlar 3 olduğunu iddia ederler, yani yeni bir konuyu gündeme getirmemektedir aslında.
Tıpkı Şiaların Sünni hadisi reddetmesi ve Sünnilerin de Şia hadislerini reddetmesi gibi Kur’ancılar her ikisini de reddetmektedir.
Kur’an’ın ve Hadislerin ikisinin de sadece Kur’an ile hüküm vermeye yönlendirdiğini, hadislerin dinde kaynak olmasının gereksiz ve tahrif edici unsurlar olduğunu böylelikle dini böleceğini söylerler.
Ayet ve Hadisler
Zuhruf 44 : Şüphesiz ki o (Kur’an), senin ve kavmin için (gerçeği) hatırlatan (öğüt)tür. İlerde ondan sorgulanacaksınız.
Kehf 54 : Ant olsun ki Biz, bu Kur’an’da her türlü örneği farklı farklı açıklamalarla verdik. Ne var ki insan bilir bilmez her şeye karşı çıkmayı çok sevmektedir.
Hac 16 : Onu apaçık ayetler olarak indirdik. Allah, dileyen kimseye doğru yolu gösterir.
Rahman 1-2-3 : Rahman, Kuran’ı öğretti, İnsanı yarattı.
Ankebut 51 : Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.

“Ben yalnızca Kur’an’ın haram kıldıklarını haram kılarım. Allah’a yemin ederim ki benim adıma bir şeye (beni bahane ederek) sarılmasınlar.” (Ebu Yusuf er-Redd, 31, s.85)
“Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.” (Ebu Davud, Etime 39; Tırmizi, Libas 6; İbni Mace, Etime 60; El-müracaat sayfa 20)
“Din konusundaki ihtilaflarda size Kur’an yeterlidir.” (5424-Buhârî-Müslim-Nesâî; 4727-Muvatta-Müslim; 5406-Buharî-Müslim)
İddialar
Bu ve benzeri onlarca Kur’ancılığı destekleyen ayet ve hadis olduğu aşikardır ama hepsini paylaşmaya neticede gerek yoktur. Tabi buna olan itirazlar da mevcuttur.
“Kur’an’da Peygambere itaat edin ayetleri olduğu için hadislere ihtiyacımız vardır, o halde reddetmemeliyiz” der gelenek. Kur’ancılar ise “Peygamber sadece bir tebliğcidir, Allah ve Peygamberin hükmünü ayırmak akla aykırıdır, Allah ne derse Peygamber onu iletir bu yüzden Kur’ana itaat etmekle Peygambere itaat etmek arasında bir fark gözetilmemelidir” şeklinde bir açıklamada bulunur.

Hadislerin reddedilmesinin başlıca 2 sebebi bulunmaktadır; birincisi ve en önemlisi, yukarıda saydığımız ayet ve hadislerin Kur’anın tek başına yeteceğine dair yönlendirmesi, ikincisi ise Kur’an ile hadislerin çelişmesi, hadislerde bulunan çağ ve insanlık dışı uygulamaların olmasıdır.
Allahın Kitabının ve bundan başka olarak Buhari gibi Müslim gibi hadis külliyatlarının içerisinde bulunan hadislerin de lafzına bakarsak Kur’an’ın yetmeyeceğini düşünmek akla uygun değildir. Yukarıda iddia edilen 2 zıt görüşten hangisini seçeceğiniz elbetteki size kalmıştır, itiraz ve görüşlerinizi mail hesabımıza iletebilirsiniz.